SAYI 06 / OFİS YAŞAMI / İÇ MİMAR SEDAT ALPASLAN
Yayınlanma Tarihi
Doğru aydınlatılmış bir ofis, çalışanlarda hem ferah alan algısı yaratıyor hem de daha uzun süreler işe odaklanmalarına yardımcı oluyor. Etkin bir ışıklandırma tasarımı yapılmadığında, personel daha kısa sürede yorgunluk hissi yaşarken, belirli bir iş üzerinde odaklanmakta da zorluk yaşıyor. Uzun vadede verimi düşüren ve kişide boğucu etki yaratan aydınlatma eksikliği, hem avukatlar hem de hizmet almak için ofise gelen kişiler için olumsuz bir psikolojik durumun tetikleyicisi olabilir…
Doğru Şekilde Aydınlatılmış Ofislerde, Hem Çalışanların Verimliliğini Artırıyor Hem De Enerji Tasarrufu Sağlanıyor. Peki Ofiste Doğru Aydınlatma Nasıl Yapılır?
Güneş Işığından Maksimum Seviyede Faydalanın
Ofiste doğru aydınlatmanın formülü, güneş ışığından daha fazla yararlanma ve yapay ışığı gözü yormayacak, dikkati dağıtmayacak şekilde kullanmaktan geçiyor. Doğal ışığı etkin şekilde kullanabilmek için de oturma düzeni kritik önem taşıyor.
Pencerelere yakın şekilde konumlandırılmış masalar ve toplantı odaları, güneş ışığından daha fazla yararlanmanıza yardımcı olacaktır. Bu noktada dikkat edilmesi gereken bir diğeri konu da, güneş ışığını ofis içerisine mümkün olduğunca homojen biçimde dağıtmak. Işığı yansıtan zemin malzemeleri, açık renk duvarlar ve hatta açık renk mobilyalar bile bu aşamada ihtiyacınızı karşılayacaktır. Koyu renk duvarlar ve siyah mobilyalar ışığı adeta yutacak ve aydınlatmanın etkinliğini fark edilir ölçüde düşürecektir.
Işıklandırmada Tercihi Geleneksel Seçeneklerden Yana Kullanın
Hava karardığında, yani yeterince gün ışığı alınamayan durumlarda yapay ışıkları devreye sokmak gerekiyor. Bu noktada renkli seçeneklerden mümkün olduğunca kaçınarak, uzun vadede yaşanacak göz yorgunluğu gibi rahatsızlıkların da önüne geçilecektir. Pembe ve açık yeşil gibi ışık seçenekleri, ofise enteresan bir hava katabilir fakat bu tür ışıkların birkaç günlüğüne değil, ofiste bulunduğunuz aylar hatta yıllar boyunca hayatınızın bir parçası olacağını unutmamak gerek. Renkli ışıklar, uzun vadede yorucu ve hatta rahatsız edici olacaktır. Ofisi aydınlatırken kullanabileceğiniz ışık seçenekleri ise geleneksel opsiyonlar olan beyaz ve sarıdır.
Beyaz ışık renkli mobilyalarınızın ve duvarlarınızın solgun görünmesine neden olabilir, sarı ise ortama biraz daha sıcaklık ve canlılık katacaktır. Burada tercihi kendi beğenileriniz ve ortamdaki renklere göre belirleyebilirsiniz.
Fazla Aydınlık Zararlı
Yapay ışığın renginde karar kıldıktan sonra, ofiste kullanılan alanları mümkün olduğunca eşit miktarda aydınlatarak, belirli bir alanın parlaması ya da karanlıkta kalmasının önüne geçmek gerekiyor. Aksi halde bu tür alanlar dikkat dağıtacaktır. Aydınlatmadaki bir diğer önemli husus da ışığın miktarı. Parıltıyla gözü rahatsız etmemek çok önemli. Yüksek ışık miktarı gözde kızarıklık ve baş ağrısı gibi sorunlar yaratabilir. Düşük seviyedeki ışık da rahatsız edicidir ve okumayı, algılamayı etkiler. Az aydınlatılmış bir alanda çalışan kişiler, halsizlik ve devamlı uyku hali gibi sorunlar yaşayabilirler. İdeal olan, ortalama seviyede, ne fazla aydınlık ne de fazla karanlık bir ofis atmosferidir. Ofislerdeki çalışma alanları için ortalama 320 ila 500 lux aydınlatma tavsiye edilirken ofis koridorlarında bu miktar 80 ila 100 lux’e kadar düşebilir.
Ofislerdeki aydınlatma miktarına monitörlerin ışıkları, kişisel kullanım için tercih edilen masa lambaları ve televizyon gibi cihazların da katkısının olacağını unutmamak gerek. Genel aydınlatmanın yetmediği durumlarda masalardaki lambalar, doğrultuldukları alanı son derece yoğun şekilde aydınlatacaklardır. Bu yüzden masa lambalarını çevredekileri rahatsız etmeyecek şekilde konumlandırmak da etkin bir ofis ortamı için çok değerlidir. Son olarak aydınlatmanın tamamını enerji tasarrufu sağlayan ürünlerle gerçekleştirmek, verimliliğe katkı sağlayacaktır.