SAYI 09 / KİTAP ÖNERİSİ / AV. ESRA GÜLTEKİNER EMEKLİ (H+ KÜLTÜR & SANAT EDİTÖRÜ)
Pelikan Dosyası (The Pelican Brief) denildiğinde muhtemelen hepinizin başrollerinde Julia Roberts ve Denzel Washington’un yer aldığı aklına 1993 yapımı olan filmi geldi. Ancak bu yazımızda filmden değil, filmin senaryosuna da ilham olan ve kendisi de bir hukukçu olduğu için hukuk-gerilim kitaplarında önemli başarılar elde eden John Grisham tarafından 1992 yılında yayınlatılan Pelikan Dosyası kitabından söz edeceğiz.
Varsayımlar o kadar iddialıdır ki FBI çalışanları tarafından Pelikan Dosyası pek araştırılmaya değer görülmez
Pelikan Dosyası, John Grisham’ın kendisine 1991 yılında büyük bir ün kazandıran ve sonrasında da filme de çekilen Şirket (The Firm) kitabından sonra yayınlanan tanınmış eseridir. Yayınlandığı yıl çok satanlar listesine girince konusu sinema endüstrisinin de dikkatini çekmesi uzun sürmemiş. Kitap, ilk başta yüksek tempoyla başlamasına rağmen sonra biraz durağanlaşan ve okuyucuyu yavaş yavaş içine aldıktan sonra tekrar tempoyu yükselten bir akışa sahip. Ayrıca hemen hemen her kitaptan uyarlama filmde gözlendiği üzere, kitap çok daha fazla açıklama yaptığı için bazı soruların cevaplarını vermekte filmine kıyasla daha başarılı olduğu da rahatlıkla söylenebilir.
Kitaptaki tüm karmaşık olaylar, Yüksek Temyiz Mahkemesi’nin (Supreme Court) iki üyesinin öldürülmesi ile başlar. Ölümler çok iyi planlanmış bir suikast sonucu gerçekleşmiştir ve muhtemelen bir servete mal olmuştur çünkü suikastçı hem yargıçları koruyan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ajanlarını atlatmayı başarmış hem de arkasında hiçbir iz bırakmamıştır. Aynı gece iki yüksek mahkeme yargıcının öldürülmesi bürokrasi nezdinde büyük bir infial yaratmış ve Amerikan Başkanı tarafından olayın aydınlatılması için acil bir talimat verilmiştir. Hem ortada hiç iz bırakılmamış olması hem de yargıçlardan birinin Cumhuriyetçiler diğerinin Demokratlar tarafından atanmış olması sonucu cinayetler arasında doğrudan bir bağ kurulmasının sağlanamaması nedeniyle pek yol kat edilememiştir fakat basının ve kamuoyunun baskısı FBI’yın tam tepesindedir.
Bu karmaşa yaşanırken Tulane Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Darby Shaw tamamen kendi bakış açısı ve kendi yöntemleriyle olayın iç yüzünü araştırmaya koyulur. Elbette böyle bir olayı çözmenin yükünün bir hukuk öğrencisinde olduğu söylenemez ancak Darby hem meraklı hem de parlak bir öğrencidir ve varsayımlar üretmeyi seven biridir. Kafasındaki varsayımlar basittir: Muhtemelen cinayetler aynı grup tarafından (mesela çevreciler veya kürtaj karşıtları) ve aynı nedenle işlenmiştir (yargıçların sürekli marjinal gruplardan ölüm tehditleri aldığı düşünüldüğünde bu kolay bir varsayım). Eğer cinayetlerin nedeni nefret ya da intikam değil ise manipülasyon amaçlanmış olabilir veya çok daha düz bir bakış ile konu büyük ölçüde parayla ilgili olabilir. Darby üçüncü kişilerin de erişime açık olan ve yüksek mahkemede temyiz edilmeyi bekleyen davaları da inceleyerek tüm şüphelerinin üstüne gider ve bir varsayım üreterek bir dava özeti dosyası (brief) hazırlar. Fakat ortaya attığı fikirler o kadar uçuktur ki neredeyse kendisi bile vazgeçmek üzeredir, yine de üzerinde çalıştığı dosyasını özel hayatında da görüştüğü, okuduğu üniversitedeki bir hukuk profesörü ile paylaşır (maalesef iki kişinin bildiği şey, artık sır değildir).
Diğer tarafta kamuoyu bir cevap beklemektedir ve olayın çözümsüzlüğü FBI açısından bir skandala dönmek üzeredir. Bu sırada beklenmedik bir biçimde bir FBI’da çalışan bir danışman avukatın eline Darby’nin dava özeti geçer, dosya basit hazırlanmış olmasına rağmen çok çarpıcıdır fakat gerçekliğinden şüphe uyandıracak kadar iddialıdır. Bu nedenle FBI çalışanlarının kendi aralarında Pelikan Dosyası adını verdikleri dosya pek araştırılmaya değer görülmez. Ancak içerdiği konular ilgi çektiği için bazı kopyaları yayılır. Dosyanın yayılmasının bir sonucu olarak Darby bir suikasta kurban gitmekten tesadüf eseri kurtulur. Peki, kim kendi halinde bir hukuk öğrencisine suikast düzenlemek ister ki? Cevabı tahmin etmek zor değil aslında, belki de Darby’nin dava özetine yazdığı fikirleri o kadar da uçuk ve saçma değildir. Fakat bunu kanıtlayabilmek için hayatta kalmak zorundadır, karşısındakiler tam bir profesyoneldir ve kendisine Washington Post gazetesi yazarı Gray Grantham dışında yardım eden kimse yoktur.
Kitap akış ve detaylar konusunda heyecanlı bir hikâye sunsa da, bazı konularda klişe olarak da değerlendirilmesi de mümkün. Çünkü son zamanlarda yüksek zekâ ürünü ve sürpriz sonlu, daha teknolojik ve güncel bir bakış açısıyla sunulmuş çok fazla adli gerilim hikâyeleri okuduk veya izledik. Ancak bu konularda son yıllarda kazanılan birikimin veya geliştirilen bakış açısının etkisiyle değil de, yayınlandığı yıl olan 1992’nin ortamı ve şartları ile değerlendirildiğinde kitabın biraz daha hakkını verebiliriz diye düşünüyorum. Düşünün ki hikâyenin hiçbir yerinde güvenlik kameraları diye bir konu dahi geçmiyor (çünkü muhtemelen kullanılmıyor), bilgisayarlar var ama “internet” kullanımından hiç söz edilmiyor, gazeteciler araştırdıkları kişilerin fotoğraflarına ancak varsa okul yıllıklarından erişebiliyor çünkü sosyal medya diye bir şey henüz yok, teknik takip yapılamıyor çünkü cep telefonları kullanımda değil ve mahkeme kaleminden dosya incelemek dâhil her şey manuel hallediliyor. Dolayısıyla sistem adli olayları çözmek adına kendi içinde zaten çok dezavantaj barındırıyor, fakat diğer taraftan kaçmak isteyenler için de güzel bir ortam sağlıyor. Bu açıdan bakıldığında bir dönemi anlamak için (1992 yılı çok geride kaldığı için artık ‘bir dönem’ diyebiliriz) bu kitaba bir şans verebiliriz. Yazının başında da vurguladığım gibi, kitap filmden daha başarılı bir etki bırakıyor bu nedenle eğer birini seçecekseniz, kitabı seçmenizi tavsiye ederim. Ayrıca kitaptaki Darby Shaw’ın filmdekinden daha tutkulu ve ilgi çekici olduğunu da söyleyebilirim.
Pelikan Dosyası (The Pelican Brief) denildiğinde muhtemelen hepinizin başrollerinde Julia Roberts ve Denzel Washington’un yer aldığı aklına 1993 yapımı olan filmi geldi. Ancak bu yazımızda filmden değil, filmin senaryosuna da ilham olan ve kendisi de bir hukukçu olduğu için hukuk-gerilim kitaplarında önemli başarılar elde eden John Grisham tarafından 1992 yılında yayınlatılan Pelikan Dosyası kitabından söz edeceğiz.
İyi okumalar şimdiden!