Miray Akovalıgil

Miray AKOVALIGİL kimdir? sorusuna en güzel cevabı eksisozluk yazarı flamenquito vermiş;

Aslen avukat ama içinde avukat da var, fatih terim de var, dansöz asena da var, rejimkolik burçe de var, corporate elis de var, minibüs şöförü de var, salon kadını da var, küçük kız kardeş de var, flamenkocu ispanyol güzeli de var, gecelerin kadını mehtap da var, ne ararsan var…

Ve karşınızda Miray AKOVALIGİL. Herkese iyi okumalar 😉

Miray Hanım, bize vakit ayırdığınız için öncelikle çok teşekkür ederiz. Bir avukatın erişebileceğinden belki de çok daha fazla kişiye renkli kişiliğiyle erişmiş biri olarak, sizi tanımayanlara kısaca kendinizi nasıl anlatırsınız?

İş hayatında Superman’den, özel hayatında ise Elmayra’dan ilham alan, her gün kendi sahnesini yaratıp kendi hayatının başrolünü zevkle oynayan özgür bir kadınım. Çok iddialı bir cümleyle başladım sohbete, dergiyi okurken yavaştan uykusu gelen varsa açılmıştır umarım:)

Hukuk mezunusunuz, okul döneminde geleceğinizi nasıl hayal ediyordunuz? O zamanlar da komedyenlik aklınızın bir köşesinde var mıydı? Yoksa mesleğe başladıktan sonra mı hayatı tiye almaya karar verdiniz?

Hayallerim çocukluğumda da hep sahne ve kamera önüydü. Komedyenlik aklımda yoktu, ama kendiliğinden komiktim diyebiliriz. Ben okulun Dişi Rambo ve Minik Kuş lakaplı kızıydım. Erkekleri sıra dayağından geçiren, tüm öğretmenlerin ve sanatçıların taklitlerini hunharca yapıp sınıfı eğlendiren çatlak kızdım hep. Okuldaki herkes, müdür yardımcısından temizlikçi ablamıza kadar beni görünce bıyık altından gülümserdi. Ben tabii neye gülümsediklerinin farkına varamayıp “Niye bunlar bana sırıtıp duruyor, bende bir gariplik mi var?” diye içten içe düşünürdüm. Zaman içinde okuldaki herkesin büründüğüm komik hallere ve esprilerime güldüklerini idrak ettim. Aslında her gün okulda kendim çalıp oynuyormuşum da benim haberim yokmuş. Özetle, hayatı tiye almak sanırım benim kazanılmış bir alışkanlığımmış.

Peki oyunculuk ve komedyenliğe geçiş süreci tam olarak nasıl oldu?

Yolun en başında aileme konservatuara gitmek istediğimi söyleyince önce derin bir sessizlik olmuştu. Sonra annem yine her zamanki zarafetiyle “Yavrum çok güzel de, acaba önce bir altın bileziğini eline alsan da oyunculukla hobi olarak mı ilgilensen?” deyince bana da mantıklı geldi 🙂

Avukatlık yaparken hayallerimi pas geçmemek için birçok oyunculuk atölyesine katılıyor, onlar kesmeyince de maaşımı özel oyunculuk derslerine harcıyordum. Atölyeden bir arkadaşımın stand- up gösterisine gittiğimde ise o kadar etkilendim ki asıl yapmak istediğimin komedyenlik olduğunu fark ettim. Akabinde kendimi bir yandan avukatlık yapıp bir yandan da açık mikrofon gecelerinde stand- up gösterileri yaparken buldum. O da yetmedi, bir de sosyal medyada kendim yazıp oynadığım videoları paylaşmaya başladım.

Avukatlığa devam ediyorsunuz. Bir komedyen gözüyle baktığınızda, mesleğinizden ne kadar beslene-biliyorsunuz? Anlatabileceğiniz komik olaylar var mı?

Mesleğimden inanamayacağınız kadar besleniyorum. Artık tanınan biri olarak her yerde sevgiyle ödüllendiriliyorum ama adliyede kaybolmamaya çalışırken selfie çektirmek bazen iddialı oluyor 🙂 Özellikle çok resmi kişilerin “Seni bir yerden gözüm ısırıyor, buldum, o komik kadın değil misin sen?” dediği ve arkasından “Ben de çok komiğimdir” deyip bana bildikleri tüm esprileri anlattığı anlarda çok eğleniyorum. Birçok komik olay var tabii, ama benim favorim duruşma sırasında bir hakimin “Avukat hanım, bu sefer güldürmediniz” dediği ve duruşma salonunda herkesin güldüğü gündü.

Çevrenizdeki avukat arkadaşlarınızın ve mesleğinizi yaparken iletişim halinde olduğunuz insanların komedyen kimliğinize bakış açısı nasıl?

Benim arkadaşlarımın çoğu avukat, yıllardır beni tanıdıkları için bu duruma hiç şaşırmıyorlar. Avukatlık mesleğimi icra ederken ise gördüğüm tek şey sevgi ve saygı. Hukuk camiasından kiminle karşılaşsam avukatlara karşı önyargıları kırmaya vesile olduğum için teşekkür ediyor.

“Aşk yeniden” adlı dizide de rol aldınız ve çok sevilen “şanziment” karakterini canlandırdınız? Dizi projesi nasıl gelişti? O süreci anlatabilir misiniz? Sizin için nasıl bir deneyimdi?

Sosyal medyada en sevilen tiplemelerimden “İş Görüşmesine Giden Corporate Elis”in tıklanma rekorları kırdığı dönemde dizinin yönetmeni sevgili Ersoy Güler benimle görüşmek istedi. Hayatımda ilk defa bir yönetmenle tanışacaktım ve sabahı zor edip görüşmeye gittim. Ben sadece tanışacağımızı zannederken “Şaziment’i senin için yazmışım da haberim yokmuş, al uçur bu rolü” dedi. Neye uğradığımı şaşırdım. İki hafta sonra kendimi o zamanlar bana uzay mekiği gibi gelen set hayatının içinde buldum. Ersoy Abi’ye “Dans edeyim mi?” dedim “Dene bakalım” dedi, “Rap yapayım mı?” dedim “Yap bakalım” dedi, “İngilizce konuşayım mı?” dedim “Konuş bakalım” dedi. İnanılmaz bir tecrübeydi.

Gelecekte dizi projelerine sıcak bakıyor musunuz? Sizi ınstagram ve youtube’dan takip eden hayranlarınız, gelecekte sizi hangi mecralarda ve alanlarda görecekler?

İlk dizi deneyimim olan Aşk Yeniden’den sonra uzun bir süre dinlenmek ve ilk dizi deneyimimi sindirmek istedim. Yani oyuncuların tükenmişlik sendromuyla dalga geçmemem gerektiğini anlamam uzun sürmedi 🙂 Açıkçası çok zor bir mesleği icra ettiğimiz için biraz küçümsemişim bu işleri, ayıp etmişim. Gerçekten de bitmek bilmeyen set saatleri ve sıra beklemek bile başlı başına bir sabır sınavı olabiliyormuş.

Güldürmek için ne kadar fazla kişiye ulaşırsam o kadar fazla yol katederim. Ben de artık kendimi hem dizi çekimlerini, hem sosyal medya maratonumu, hem de tek kişilik gösterimi aynı anda yürütebilecek olgunlukta ve güçte hissediyorum. Özetle, gelecek sezon üçlü kombo halinde hem sosyal medyadan, hem bir televizyon projesinden hem de canlı kanlı tek kişilik gösterimden ulaşılabilir ve izlenebilir olacağım 🙂 Çok işimiz var!

Bir gün avukatlığı bırakıp tamamen oyunculuğa ve komedyenliğe geçiş yapacak mısınız?

Önümüzdeki yıllarda bir tercih yapıp sadece komediyle devam etmem gerekeceğini biliyorum. Ama o zaman da hukuki desteğe ihtiyacı olan yakınlarımın avukatlığını yapıp bu mesleği bir ömür boyunca gururla omuzlarımda taşıyacağım.

Gelecekle ilgili hayalleriniz neler?

Ooo yandınız, sabaha kadar konuşabilirim !!! 🙂 Ben çocukluğumda ne kadar sık hayal kuruyorsam şimdi de en az o kadar hayal kuruyorum. Komedyenlik yolculuğum başladığından beri değişmeyen hayalim ise komedide tarihe geçmek ve insanlara kendileriyle barışmaları için ilham olmak.

Hukuki geçmişinizi ve deneyiminizi kısaca özetleyebilir misiniz?

Gözlerimi Pekin & Pekin Hukuk Bürosu’nun dava departmanında açtım. 4 yıla yakın çalıştıktan sonra bir gün ansızın delirip istifa ettim. Ertesi gün Türkiye’de ofisi yeni kurulacak olan Clifford Chance Hukuk Bürosu’ndan teklif alıp çalışmaya başladım. 2 yıl kadar çalıştıktan sonra aile şirketimizde avukatlık yaptım. Akabinde, uluslararası bir şirketin hukuk direktörlüğü ve sonra gelsin bağımsızlık!!! Yaşasın serbest avukatlık!!!

Sizin gibi özgün bir kadına hukuki bilginizin kattığı özellikler neler oldu?

Özgüvenimi ortaya koymak, disiplinli olmak, yoğunluğa ve baskıya karşı dirençli olmak, hem iyi bir konuşmacı hem de iyi bir dinleyici olmak, sabretmek, doğru soruları sorabilmek, her ortamda konsantre olabilmek ve daha da fazlası. Amma ciddi cevapladım 🙂

Hukuk camiasındaki meslektaşlarınız hatta hukuk öğrencileri için tavsiyelerinizi alabilir miyim?

Önümüzdeki senelerde gerek Türkiye Barolar Birliği’nin gerekse hukuk fakültelerinin düzenleyeceği etkinliklerde elimden geldiğince kendi hikayemi ve deneyimlerimi meslektaşlarımla paylaşacağım. Çünkü biliyorum ki en çok bizim morale ve motivasyona ihtiyacımız var. Benim hem avukatlık mesleğini halen yapmakta olan hem de geleceğin müstakbel avukatlarına nacizane tavsiyem çok yönlü olmaları. Mesleğimiz fazlasıyla zorlayıcı ve stresli. Dolayısıyla, kendimizi rahatlatacak ve en önemlisi ruhumuzu besleyecek bir başka işle veya hobiyle ilgilenmek bence uğradığımız mesleki deformasyonun hasarlarını adeta bir iksir gibi bünyemizden silip atabilir. Bir düşünün derim 🙂