AB Lideri ve İlaç Devi Arasındaki Telefon Mesajları; Özel Hayatın Gizliliği mi? Bilgi Edinme Hakkı mı?

Yayınlanma Tarihi

Ursula von den Leyen yeniden aday olacağını açıkladı ancak göreviyle doğrudan ilişkili ve ciddi ithamlarla yargılandığı davalar unutuldu mu?

Süreç şöyle gelişmişti;

Pfizer’i duymayanımız kalmamıştır, ne de olsa bugün birkaç yıl öncesini hatırlayacak ve anlatabilecek yaşta olan herkes, Covid-19 salgınından etkilendi. Ursula von den Leyen’in başrolde olduğu ve Avrupa Birliği (AB)’nin BionTech aşısı satın alımları ile ilgili bir mesele, AB kurumlarının itibarını zedelenmesine sebep olacak nitelikte davalara konu edilmişti.

BionTech’in üretici firması Pfizer ile AB arasında, aşı temini için kurulması planlanan sözleşmesel ilişkinin görüşmeleri sırasında, tam mahiyeti bilinmemekle birlikte, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile Pfizer’ın CEO’su Albert Bourla arasında, BionTech tedarik sürecine ilişkin telefon mesajlaşmaları kamuoyunun ilgisini çekmişti. Bu dönemde, Avrupa Birliği’nin aşı teminleri anlamında yaptığı en yüklü sözleşmenin tarafı olan Pfizer markasının CEO’su ile AB Komisyonu Başkanı’nın söz konusu mesajlaşmalarının açıklanması için AB’ne çağrılarda bulunulmuşsa da bu mesajlar kamuoyu ile paylaşılmamıştı. Meseleyi ilginç kılan asıl şey ise, müzakereler sonrası tedariği sağlanan doz sayısındaki hızlı artışın yanısıra, aşının birim fiyatındaki %25’lik artış olmuştu.

5 Nisan 2023 tarihinde, AB kurumlarına akredite ve lobi faaliyetleri yürüttüğü bilinen Frederic Baldan isimli bir Belçika vatandaşı, Albert Bourla ile Ursula von der Leyen arasında geçen mesajlaşmaların, görevi ve unvanı kötüye kullanmak, kamuya ait belgeleri yok etmek, yasa dışı menfaat elde etmek, yolsuzluk gibi aykırı davranışları ifşa edebilecek nitelikte olabileceği iddiasıyla, Belçika yerel mahkemelerinde Ursula von der Leyen aleyhine dava açtı. Yine 2022’nin başlarında, AB Ombudsmanı’nın başlattığı soruşturmada da bu mesajlaşmaların açıklanmaması sebeplerine değinilmiş, AB Komisyonu’nun, Komisyon Başkanı’nın şahsi mesajlaşmalarına bakmayı istemediği alenen ifade edilmişti. Yetkililerden Věra Jourová’nun, mesajların ‘kısa ömürlü ve geçici’ niteliği nedeniyle silinmiş olabileceği yönündeki ifadelerini de belki anımsarsınız.

Belçika yerel mahkemelerinde başlatılan hukuki süreç halen devam ederken, 2023 yılı ortalarında, Frederic Baldan, AB Adalet Divanı nezdinde bir dava daha açtı. Aynı sebepleri yinelemekle birlikte, bu mesajlaşmaların ifşa edilmemesinin şeffaf yönetime aykırı olduğunu ve AB kurumlarına olan güvenin sarsıldığını ileri sürerek, Ursula von der Leyen’in görevden alınması ve 100.000 Euro tazminat ödemesini talep etti.

Tüm bu süre zarfında Ursula von den Leyen hiçbir açıklama yapmadı ve Komisyon, mesajlara erişimi, özel hayatın gizliliği sebebiyle reddetti; eğer bir dokümandan söz ediliyor olsaydı, bunun yayınlanması gerektiği kararına varılabileceğini söyledi.

Ancak kamunun bilgi edinme hakkını ön planda tutmanın önemini vurgularcasına, bir de The New York Times, 2023 yılında Belçika’da bir dava açtı. Davada mahkeme esasen, Komisyon’un erişimi reddetme gerekçesinin geçerliliğine ve mesajların, kamuya açık tutulması gereken belgeler olarak kabul edilip edilmeyeceğine karar verecek. Aslında kararın, 2024 yılının başlarında açıklanması öngörülüyordu fakat henüz bir açıklama gelmedi.

Avrupa Birliği için, seçimlerin tam da öncesinde verilecek bu karar, gidişat üzerinde büyük etkiye sahip olabilir.